TAK! TAK! TAK!

Televizyonu acinca abuk subuk programlarla karsilasiyorum. Haberler de birbirinden o kadar kopuk ki... Guzellik ile ilgili bir haberden sonra bir olum haberi, bir muzik haberinden sonra kotu bir hastaliga yakalanmis insan goruntuleri... Yani bir haberde bogazim dugumleniyor, bir digerinde ise en guzel kadinlari ciplak sekilde gorup aklima olmadik seyler getiriyorum. En iyisi televizyonu kapatmak diye dusunurken, birdenbire secimlerde bir hayat kadininin bagimsiz aday oldugu haberi ile karsilastim.

Evvel zamanin birinde, Emre ile buyuk parkta yuruyorduk. Onumuzde uc tane guzel kicli kiz vardi, kiclari bir saga bir sola sallaniyor, bizim de gozlerimiz olay merkezinden ayrilamiyordu. Veritabanindan cektigimiz verileri musterilere masraf olarak saplamaya alismis olan beyinlerimiz, bu sefer hayvansal gudulerimiz ve hormonlarimizin etkisiyle devreden cikmisti. Hedefe kilitlenmis bir patriot fuzesinden farksizdik. O an dunyanin merkezinde biz ve uc adet kic vardi.

Ve ne olduysa o an oldu... Gayptan "TAK! TAK! TAK!" diye sesler isitmeye basladik. Bir kor adam, bastonunu yere "TAK! TAK! TAK!" diye vuruyordu. O vurdukca gok inliyor, yer sanki yariliyordu... O "TAK! TAK! TAK!" diye vurdukca, biz yerin dibine giriyorduk, geberiyorduk, biz de kor oluyorduk, hic birsey goremiyorduk... Bir tiyatro sahnesinde, cevremizde seyirciler, adam bastonunu vuruyor; o vurdukca bizim kalbimiz on parcaya ayriliyordu... Bir yanimizda uzaklasan uc kic, bir yanimizda ilerleyen kor bir adam... Arada biz... Ve biz ki uc kici her acidan gorebilen ama kor adamdan daha kor iki adam!

Hayat kadini, kor adam, 3 kic ve biz... Hayat devam ediyor, birileri hic birsey goremiyor, birileri hicbir hayat yasayamiyor, birileri kicini ovunerek gosterip dolasiyor; birileri uc kicin, kor adamin ve hayat kadininin arasinda mutlu bir hayat yasadigini zannediyor.

Uc kicin, o hayat kadininin ve o kor adamin da mutlu bir hayat yasayabildigi bir dunyada dolasabilmesini diliyorum. Takip edenin kim oldugunun onemi yok...

Hiç yorum yok: