"Have it your way"

Bilmeyenler için Burger King'in sloganı bu. Daha önce bir şeyler karalamak istiyordum bu sloganla ilgili. "Özgür" dünyamızda size özgürlüğü sunan bu şirketle ilgili. Gurbet ellerde ürünlerini yemek zorunda kaldığım bu şirketle ilgili. Ancak geciktim yazmakta ve haber düştü ortama: Burger King ve Maret skandalı: Kapitalizm sağlığa zararlıdır
Sloganın hakkını veriyorlar. Kendi yollarını oluşturmuşlar. Yüzleri asık, yorgun, bezmiş çalışanlar, sadece vardiya doldurmaya çalışıyorlar. Arkada, mutfakta performanslarını belirleyen "D+" işareti göze çarpıyor. Herşeyin performansa göre değerlendirildiği günümüzden bir işaret. Yabancılaşma ve makineleşme haddinden çok. Çalışanlar işlerine yabancılaşmış, performanslarını arttırmak için de makineleşmiş. Bir de Avrupa'daki bu çalışanlar için etnik bir tespit yapalım. Bu tip yerlerde, özellikle büyükşehirlerde çalışanlar hep buraların ezilmişlerinden. Siyahlar, Hintliler, Türkler, Araplar,... Gerçi ezilenlerdenseniz her şirkette, her fabrikada, her çalışma ortamında yaşadıklarınız aynı...

Özel Mülk Lisanslar Göründüğünden Daha Kötü

Özel mülk yazılım firmalarının yapabileceği oldukça fazla kötü şey var. Firmalar kendi karlarını kullanıcıların hak ve özgürlüklerinin üzerinde tutuyor, ve kullanıcıları kendilerine tabi kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Her ne kadar özel mülk yazılımlardan kaçınan biri olsam da, özel mülk yazılım lisanslarını okumaktan vazgeçmedim (genellikle ne kadar kötü olduklarını görmek için). Kullanıcılar üzerinde uyguladıkları korkunç engellere karşı duygusuzlaştığımı söyleyebilirim. Ama, bazen özel mülk lisanslar o kadar abartıyor ki, anlamsız vahşilikleriyle şaşkınlığım geri geliyor.
Apple'ın lisansları, mantığın ötesinde lisans şartlarına sahip özel mülk lisanslarına verilebilecek en kolay örneklerdir. Apple lisansları klasik özel mülk lisanslar gibi kullanıcıya yazılımı kopyalamayı, değiştirmeyi, paylaşmayı, ve ters mühendisliği yasaklıyor, ama daha kötüsü Apple lisansları kullanıcının yazılımlarını Apple tarafından üretilmemiş donanımlarda çalıştırmasını da yasaklıyor.
Kişisel bilgisayar devrimi diyebileceğimiz yazılımın donanımdan (marka bağımlılığından) ayıran büyük yenilikte ironik bir şekilde Apple'ın da bir rolü vardır. Bilgisayar tarihi bize gösterdi ki, yazılım firması donanımınızı da kontrol ettiğinde sizi öyle bir "bağımlı hale" getiriyor ki, bugün sıradan özel mülk yazılım lisanslarının yaptığını bir hiç haline getiriyor.
Doğrusu, Apple başarılı abartma aldatmacalarıyla bazı kullanıcılarını kısıtlayıcı politikalarının hesaplamayı daha iyi yaptığına ikna etmiştir. Bu dünya görüşünde, ataerkil satıcı özel mülk kontrollerini teknoloji üzerinde elinden geldiğince kullanarak "çocuk" kullanıcılarını "kendileri için kötü" birşey yapmaktan alıkoyacaktır. Bu noktada Tron'daki gaddar MCP ("Master Control Program" - Ana Kontrol Programı) akla gelmektedir.
Beni şaşırtan bir başka şey, bir çok özgür yazılım destekçisinin kesinlikle kabul edilemez politikalara rağmen OSX kullanmakta ve Apple ürünlerini almakta bir sakınca görmemesidir. En korkunç tarafı bu uygulamanın sadece Apple firmasıyla sınırlı olmamasıdır. Yakın bir zamanda IBM gibi firmaların da aynı şeyi yaptığı bana hatırlatıldı. Bir özgür yazılım savunucusu olarak, özel mülk yazılım lisanslarını kendi ürettikleri donanımı kullanmayı dayatmak için kullanan tüm firmalara karşı eleştirel yaklaşırım. Sıradan özel mülk yazılımları kullanmak yeterince kötüyken, Apple ve IBM gibi firmaların kullanıcılarına daha da kötü davranmak için bu lisansları kullanması en basit ifadesiyle şansızlıktır.