Günlükte ekonomi yazıları da yayınlanmaya başladı. Oldukça değişik bir duruma geldi bizim günlük dediğimiz kollektif oluşum. Artık her türlü konudan anlıyormuşuz gibi yazı yazmaya başladık :)
Bu yazının konusunu haftalardır yazmayı düşündüğüm ve başlıkta gördüğünüz konu oluşturacak. Öncelikle ekonomi ve benzeri konularda lisansın son senesinde aldığım Ekonomi dersi dışında pek bir bilgim olmadığını söylemeliyim. O derste de Devletçi ekonomik yapıyı görmüştük. Daha doğrusu bir kaç arkadaşla dersi anlatan hocanın sosyal demokrat olduğuna karar vermiştik :).
Neyse konuyu dağıtmadan asıl eleştiri noktama geleyim. Öncelikle devam etmesi mümkün olan bir yazı dizisi hakkında yapacağım bu eleştiriyi tamamen o dizide okuduklarım, hayat tecrübelerim ve genel yargılarım çerçevesinde yaptığımı bilmenizi isterim. Herhangi bir bilimsel gerçeğe dayandırma iddiasında da olamıyorum, uzman olanların değerlendirmesi gereken bir meseledir.
Öncelikle ekonomiden, terimlerinden, borsadan, çalışanlarından o kadar haz etmem. Örneğin borsa bana emek harcamadan para kazanma yeri olarak, spekülasyonlarla başkaları üzerinden para kazanma yeri olarak gözükür. Vadeli opsiyon borsası yazıları ve Thales'in "Zekası" kafamda soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Thales bir "gaza" geliyor ve kafasını kullanarak nasıl kar yapabileceğini gösteriyor. Bu durumda bir Thales'in ne kadar başarılı bir düşünme yeteneğine sahip olduğunu görüyoruz. Benim düşünme yapım ise Thales'in başarısından, karından ziyade bu çalışma sonucu daha fazla harcama yapmak zorunda kalan çiftçileri ön plana çıkarıyor. Eğer zeytin pres makinelerini ilk sahiplerinden kiralasalardı bu arada Thales'in "zeka"sıyla kazandığı karı ödemek zorunda kalmayacaklardı. Bu Thales düşünme şekli bana zeka olarak gelmiyor. Ağır bir kelime olur mu bilmem ama bence kurnazlıktır. Günümüzde borsalarda, ticarette, vb. oluşumlarda bu kurnazlıklarla havadan para kazanan çok fazla insan vardır. Üretim araçlarını ellerinde tutanların kafalarına göre fiyat belirlemesinden bahsetmiyorum bile.
VOB bana aracılık kurumlarını da hatırlattı. Aracı kurumlar ve insanlar; insanların emekleri sonucu üretimlerini, o üretimlere ihtiyaç duyan tüketicilere iletmek için çalışırlar. Bu aktarma işleminde bu aracıların bir maliyeti olmaktadır. Bu üretilen mal bize gelene kadar aracılardan geçe geçe üreticinin hayal bile edemeyeceği bir noktaya gelmektedir. Bu şekilde doğrudan üreticiden oldukça uygun bir fiyata alabileceğimiz ürün, aracılar yüzünden akıl almaz bir fiyatla sahip olunan bir ürün olmaktadır. Bu işin bir de pazarlama, yatırım, marka, vb. bir çok maliyet sebebi var. Büyük tekstil firmalarını incelediğiniz zaman işlerini genellikle taşeron firmalara oldukça ucuz bir fiyata yaptırıp, kalite kontrolleriyle kaliteli bir ürünün üstüne kendi markalarını yapıştırarak normalde maliyeti 1 iken bize 100'e satabilmektedir.
Yazdıklarım tamamen benim çıkarsamalarım. Dedim, uzman değilim. (ama uzmanlar gibi konuşuyorum :) ) Bu düşünceleri ekonomistler, finans sektöründe çalışanlar, vb. insanlar bir şekilde göçertebilir, hay hay ama gaza gelirsem ekonomi çalışırım ben de onları göçertmeye çalışırım :D .
1 yorum:
merak ediyorum borsayı kapatsalar, ekonomi hangi anlamda kötü etkilenir, niye kötü etkilenir? borsanın ekonomik olarak fonksiyonu nedir? gerçekten de o fonksiyonu sağlar mı? bu sorulara borsayı olumlu gösterecek pek bir yanıt bilmiyorum.
Yorum Gönder