Uzun zamandır yaşam ile ilgili bir şey yazmıyorum. Bari böyle bir boşluk bulmuşken bir şeyler karalayayım dedim.
Öncelikle güncel konulardan bahsedeyim :) Youtube kapatılmaya devam ediyor. Youtube'u açık bulduğunuz zaman bol bol kullanın, ne zaman kapatılacağı belli olmuyor. Bununla ilgili olarak söylenecek hiç bir şey kalmadı. Yapılacak hiç bir şey kalmadı. Mahkeme kapat diyor, telekom kapatıyor. Mahkemede nedense sadece bir videoya erişimi değil de, tüm siteye erişimi engelliyor. Doğruluğundan emin olmadığım bir haber ise bu kapatma kararının arkasında "çok komik" bir neden olabileceğini gösteriyor.
Aktif olarak Özgür Yazılım savunuculuğuna giriştim sayılır artık. Odadan başlayarak insanları bilinçlendirmeye, özgür yazılım taraftarı edindirmeye çalışıyorum. Kolay bir iş değil gerçi :). Etik ve sosyal değerler ile benimsediğim özgür yazılımın diğer insanlar tarafından benimsenmesi bu kadar kolay olmuyor, onları da GNU/Linux veya Açık Kaynak ile tanıştırmak gerekiyor sanırım öncelikle. Nerdeyse herkesin bir Microsoft düşmanlığı var ve bu GNU/Linux kullanıcısı kazandırmakta oldukça işe yarıyor :)
Dinlediğim müzik tarzları geçen senenin bu zamanlarına göre oldukça değişti. Artık ruh halime göre değişse de gothic metal tarzını eskisi kadar dinlemiyorum. Sanırım o dönemlerdeki melankolik ruh halim kayboldu. Bir şeyler üretebildiğim yanılsaması artık farklı müzikler dinlememe neden oluyor herhalde. Aynı anda doktora, oda çalışmaları ve hobilerle uğraşınca insanın melankoli yaşamasına fazla zamanı kalmıyor :) Bu aralar ağırlıklı olarak Poni Hoax, Redd, Inti Illimani, Quilapayun ve Illapu dinliyorum :D Tavsiye ederim ;)
Doktora sürecinde yeterlilik kısmını geçtim, haziran sonunda tez önerimi sunacağım ve kabul edilirse 1-2 sene içerisinde doktorayı bitirmeyi planlıyorum. Planlıyorum ama planlarım hiç bir zaman işe yaramaz :D Herhalde doktora da uzayacaktır. Ondan sonra karşımda bir askerlik bekliyor olacak. Askere gidip dönen insanları gördükçe acaba ben de mi gitseydim diye soruyorum kendime, yaşlandıkça zorlaşacak gibi geliyor bana :S
"Biterken Redd - Artık Melek Değilim çalıyordu"
6 yorum:
Youtube'un kapatılması TK 5651 sayılı yasa nedeniyle
http://blog.csirt.ulakbim.gov.tr/?p=46
Akademik Bilişim'de bu yasa tartışılmıştı. Sorunları biliniyor ama ne yazık ki durum şu:
"Bir deli bir kuyuya taş atmış ....."
Bu yasanın bu haliyle çalışması büyük bir sorundur.
Yasanın asıl linki:
http://blog.csirt.ulakbim.gov.tr/?p=6
Ağ ve Bilgi Güvenliği sempozyumunda da 5651 nolu yasa ile ilgili olarak bir çok eleştiri gelmesine rağmen, Telekom Üst Kurulunu temsil eden bir üye aslında yasanın yanlış anlaşıldığını söyleyerek bir sorun olmadığını anlatmaya çalışıyordu. Yasa ya yeterince anlatılmıyor veya yasa gerçekten anlaşılmıyor, çelişkiler barındırıyor.
Yasa bir oldu bitti ile çıkarılmış gibi. Görüş alınması gereken kişilerden görüş alınmamış veya görüşleri değerlendirilmemiş.
Neyse, yasa var bu yasaya uyulması zorunlu ve yasanın sorunlu olduğunu bas bas bağırmamıza rağmen sanırım herkes bu durumdan memnun :) (Elbette muhafazakar bir toplumda yasanın cinsel içerikli siteler falan için olduğu vurgusunu yaparsanız herkes bu durumdan memnun olacaktır :S ) Düzeltmeye çalışan yok. Tüm dünya çapında yavaş yavaş bir George Orwell - 1984'e yönelme var gibi. En büyük örneği İngiltere ve Türkiye'de Sigara yasağında olduğu gibi İngiltere'yi her konuda kendisine örnek alıyor sanırım :D
Akademik Bilişimde, yaklaşık 2-3 saat süren bir oturumda tartismistik.
Aslında ilk baştaki amacından çok sapmış bir yasa. İlk amaçlanan, "çocuk pornosu ile savaş" makmış. Birçok ülkede bu konu ile ilgili yasa yok, çünkü yasalar üstü bi durum. Yani böyle bi durum söz konusu olduğunda, dünya çapında her türlü önlem alınabiliyor.
Hepimiz bu konuda şikayetciyiz. Her toplantıda dile getiriyoruz.
Şimdi diyorlar ki, "ben senden şu linki kaldır" diye uyardığımda bir muhatap ararım. Senin iletişime girebilmem için Telekominikasyon kurumuna başvurman gerekir.
Sordum, internetteki milyarlarca site, binlerce servis sağlayıcı gelip TK'ya form mu verecek?
Fıkra gibi ...
Bir diğer kontrol altına alınmaya çalışılan şey ise "internet cafe"ler.
Daha ayrıntıları da var, yaz yaz bitmez ...
Bizi yapıcı eleştirin diyorlar. Sonra "aba altindan sopa gösteriliyor" ve daha kötüsünün yapılabileceği ima ediliyor.
Bu işin uzmanlarına sormadan, hızlıca yasa çıkarıyorlar. Sonra çık bakalım işin içinden.
TK'dan bir sorumlunun dediği gibi. Önce yasa çıkıyor, sonra yönetmeliklerle düzeltilmeye çalışılıyor. Sonra 2 sene içerisinde yasa yenileniyor ...
Sigara yasağına katılıyorum,
o ayrı :)
Tamam kendine zarar veriyorsun, yanındakilerin ne günahı var?
Aslında ciddi anlamda Türkiye'de (örnekleri görüldüğü üzere - Bkz. Kızılırmak suyu meselesi) önce bir deneyelim, sorun çıkmazsa devam ederiz, sorun çıkarsa sorunları düzeltmeye yönelik yönetmelikleri çıkarırız bakış açısı var sanırım. Altyapıyı oluşturmadan, gerekli görüşleri toplamadan veya değerlendirmeden hemen yasalar çıkarılıyor, uygulamalar getiriliyor. AB'ye gireceğiz diye ne kadar çok yasa, yönetmelik, vb. şey yapıldı ama uygulamada mesela değişen bir şey olmadı. Tamamen göstermelik.
Sigara yasağında da benzer sorun var, elbette herkesin kullanımına açık alanlarda yasaklanması gerekiyordu ama bunun önce altyapısının kurulması gerekiyordu. Mesela havaalanlarında sigara içme alanları tamamen kaldırılmış (bunu gözlerimle görmedim, sadece duydum, doğruluğundan emin değilim :) ), aslında çok küçük te olsa camlarla kapatılmış ve uygun havalandırma koşulları oluşturulmuş alanların sigara içenlere ayrılması gerekiyor. Mesela barlarda yasaklanacak ve bence bu yasağa uymama ihtimalleri yüksek. Ben sigara içen biri değilim, ama bara gidenlerin içki ile sigarayı (içmeyenleri mahvedecek kadar) beraber tükettiğini gözlemlemiş biriyim. Uygulamada sanırım bardaki kalabalık sokaklara sigara içmeye çıkacak, barların önünde sigara içenleri göreceğiz, bilemiyorum :) Yoksa gerçekten toplu kullanıma açık yerlerde sigara içme yasağı mutlaka olmalı katılıyorum ama sigara içenleri de sigarayı bırakana kadar düşünmemiz gerekiyor :D
Yorum Gönder