Havai Fişek

Eski güzelliğini kaybetti havai fişekler benim için. Küçükken, oldukça küçükken havai fişek izlemek büyük bir eğlenceydi. Ancak televizyonlarda görebildiğim birşeydi. Biraz büyüyünce yılda bir yılbaşı kutlamalarında görmeye başladım. Artık eşşek kadar olunca (iyice büyüyünce) heryerde görmeye başlayınca bir bıkkınlık geldi. Antakya'ya gidiyorum, küçük bir şehirdir güya, her akşam neredeyse bir havai fişekli kutlama, düğün. İzmir'de de farklı değil ki. Her yerde, her düğünde havai fişek. Duyduklarıma göre bu çevreye oldukça zararlıymış, ozon tabakasına zarar veriyormuş. En komiği geçenlerde bir düğünde bu havai fişeklerin ilk patlatılanları yere erken düşünce, düştükleri yerdeki otları tutuşturmuş, itfaiye gelip söndürmüş. Bu kadar zarar verebiliyor. Peki nedir bu güzelim Gandalf oyuncaklarından, çocukların her seferinde durup izlediği havai fişeklerden bu kadar istedikleri? Az olsun ama öz olsun değil mi?

Bunları yazarken çocukluğumda çok seyrek geçen uçakları, helikopterleri izleme alışkanlığım geldi aklıma. Büyük şehire gelene kadar her uçak sesi duyduğumda yukarı bakardım. Büyük şehirde ilk başlarda da, alışana kadar yukarı bakmaya devam ettim. Geçenlerde İzmir'in kurtuluşu kutlamalarında farkettim ki arada sırada uçak sesi duyunca, dayanamayıp yukarıya bakıyorum. Ama diğer farkettiğim önemli bir başka şey ise, büyük şehirde yaşamalarına rağmen çocukların uçak ve helikopterler için yukarıya bakmaları oldu. Aslında alışkanlık değilmiş benim bakmamaya başlamam, büyümekmiş.

Hiç yorum yok: