Bilgisayar ve insan beyni

Kuşkusuz ki çağımızın en büyük gelişmelerinden biri olan bilgisayarın bireysel yaşantıdan tutun da tüm bilimsel gelişmeleri etkilediği, yaşama ve insana yepyeni bakış açıları, yeni ufukları açtığı somut olarak kendini hissettirmektedir. Daha çok bilgiyi depolayıp ihtiyaç halinde hızı bir şekilde geri getirme işleviyle sağladığı kolaylığın yanında böyle bir yeteneğin hangi bilgi birikimi hangi anlayışca geliştirdiği soruları tekrar onu geliştiren insan beyninin yetenekleri üzerine dikkatimizi çekmektedir.

Bilgisayar insan beyninin basit bir kopyası mıdır ? şeklindeki özetsel bu sorunun içinde özellikle kopyalama ile teknik araç ve gereçler arasındaki sıkı ilişkinin sırrını verir. İkinci önemli nokta bilimsel anlayışın temel zorunlu anlayışı olan aynı koşulların aynı ortamlarda aynı sonuçları gerçekleştireceği gerçekliği: bizi beynin bilgiyi depolayıp istendiğinde geri çağırmasındaki dinamiklerin bir makinada sağlanması durumunda aynı sonuçların vereceğii bilgisine pekiştirir.

Burada bahsettiğimiz beynin basit bir kopyasının yani sadece depola git ara bul getir fonksiyonunun hayata geçirilmesidir. Aksi halde bilgisayar bir balığın beynindeki bağımsız karar verme yeteneğine bile sahip değildir.


Fakat bu dev gelişmenin anlamlı sonucu insansı düşünme biçiminin analizini bu makinaya bakarak anlamasıdır.Yani if kodlu komutların insanların kendilerinde de var olduklarını hissetmesi len kodlu sayma yeteneğinin kendisinde bulunduğunu vb bir çok bilgisayardaki kodların insanın düşünme süreçlerinde yakalayabilmesi ve yaşamdaki insanın kendini nasıl programladığının bilincine varmasına kadar uzar gider.

İnsanın kendi geliştirdiği araç ile kendisini anlamasının bizi vardıracağı sonuç kuşkusuz ki bunun gibi insan çabasının gerçek amacının kendisini anlaması olmaktadır. O halde insan ürettiğinde kendisini bulabilirse tekrar kendine dönebilirse (basit bir ifadeyle davranışlarının düşüncelerinin sonuçların gözlemleyebilirse) anlamlı bir iş yapmış olduğuna inanabilir ancak bununda zorunlu koşulu kendi dışımızdakileri anlamaktan geçtiğidir. Ne dersin insanın mutluluğu kendi dışındaki gerçekliği anlamasından mı kaynaklanıyor.

Yazan : Ali Ekber YILMAZ

Hiç yorum yok: