"İnsanoğlu; kapandığı bilgisayarlardan, karşısına yerleştiği televizyonlardan, çift katlı camlardan, pencerelerin önündeki beton ve demirden, doğayı göremiyor..." diye bitiriyor Bekir Coşkun yazısını. Basit ve öz bir cümle ile. Ne kadar doğru ama herkes alışmış hatta farklı şekilde yaşayan insanlar yadırganmaya bile başlanmış. Çoğu insanın önüne bilgisayarı, televizyonu versen bir de ekmek ile aşını, kapansa odaya başka birşey istemeyecek belki de...Çalışan insanların çoğu bu şekilde yaşıyor zaten. Ama birçok insan bunu özel hayatında da uygulamaktan vazgeçmiyor. Bazen bir arkadaş ziyaretinde açılmış bilgisayarlar, tv'ler onlar birincil konu olmuş; "yok internette şunlar var, vay internete bağlanamıyorum bir baksana yok TV'de şu programı izleyelim" ağızlardan dökülenler...Belki hayat şartları bizi bilgisayarın, TV'nin dört duvarın içine hapsediyor ancak kendi özel hayatımızda da toplanılan arkadaş ortamlarında da, sosyal ortamlarda da buna direnecek, özümüzü yani doğadan gelen bir canlı olduğumuzu unutmayacak en ufak bir çaba harcıyor muyuz?? Dedim ya bu durumla mücadele eden insanları bile yadırgar olmuşuz...Mevsim kış olmuş mevsim bahar olmuş mevsim yaz olmuş bakıp ama göremedikten sonra ne yaşadıysan yaşıdın sanırsın sadece demiş bir başka yazar...Bu yazının amacı da; uykulu yüzlere bir avuç su serpmek olsun...
1 yorum:
Ne zamandır dışarı çıkmıyordum. Deniz güzel birşeymiş arkadaş...
Yorum Gönder