Daha önce de benzer yazılarım oldu (şu ve şu), Eclipse için Visual Editor eklentisi kullanıcıları için vazgeçilmez bir eklenti bence. Bu nedenle önemli gelişmeleri duyurmaya çalışıyorum. Eclipse 3.5 (Galileo) için Visual Editor'ün 1.4 sürümü çıkmış. Güncelleme yöneticisi ("Update Manager")'nde http://download.eclipse.org/tools/ve/updates/1.4/ adresini kullanarak rahatlıkla kurabiliyorsunuz.
Kaynak: http://wiki.eclipse.org/VE/Update
Bilgisayar alanından hareketle yaşamla ilgili her şeyi paylaşmaya çalışan arkadaşların oluşturduğu kollektif bir günlüktür.
Uyan Ey Gözler Gafletten Uyan
Gazetelerde çıkan aşağıdaki gibi 3. sayfa haberlerinin de şekli şemali iyice değişti kar topunun büyüyerek yaklaştığına örnek teşkil ediyor bu haberler ve gereken ciddiyetle ele alınmıyor (bu da bir gaflet örneği).
"İşsiz baba kendini astı.
İcra geldi, canına kıydı.
12 yaşında hapçı...
Böbreğini sattı.
İstanbul’da bir anne, bakamadığı zihinsel özürlü evladını vurdu, sonra kendini vurdu. Üniversitesi öğrencisi kızın, babasının borçlarını ödeyebilmek için fuhuş yaptığı ortaya çıktı. Oğlunu dershaneye gönderemeyen baba, PTT soymaya kalktı.
Çocuk Esirgeme’den kaçan kız çocuğu, bez bebek çalarken yakalandı.
Kredi borcunu ödeyemeyen çiftçi, hapse girdi.
Töreden kaçan iki sevgili, el ele ölüme atladı.
Öldürülen taksiciden 4 lira çıktı."
Aşağıdaki dizeleri Yunus sanki bugünler için yazmış
Ömür bahçesinin gülü solmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Ecel bir gün bize gelip çatmadan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Derviş YUNUS söyler sözün tutulmaz
Senin kumaşın şol yerde satılmaz
Böyle yatmak ile Hak’ka varılmaz
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Sevgiler...
Bekir Yıldız
Bekir Yıldız toplumcu-gerçekçi hikaye yazarı. Duyanlarınız olmuştur belki, bilmem. Önce Sahipsizler adlı kitabını okudum. Beğendim. Daha sonra İzmir'deki ikinci el kitap satan Karşıyaka'daki Smyrna kitabevinden Cumartesi günü üç kitabını (Kara Vagon, Reşo Ağa, Alman Ekmeği) daha bulup satın aldım. Aldığım gün üçünü de bitirdim. Toplumcu-gerçekçi hikaye yazımında gerçekten başarılı olduğunu düşünüyorum. Bilmeyenler, tanımayanlar için söylüyorum Bekir Yıldız toplumumuz gerçekliğini, özellikle Güney Doğu Anadolu'daki halkın, ağalarla, feodal düzenle, yoksullukla yaşadıklarını, Almanya'ya giden işçilerin dramını, gerçeğini, acılarını oldukça güzel bir dille yazmış. Herkese tavsiye ederim. Özetle gözden kaçıranlar veya duymayanlar için Bekir Yıldız'ı öneriyorum. Ek olarak Cumartesi günü Bilgesu Erenus'un Samur Kürk- Uzayan Yolculuk kitabını da okudum. O kitabı da öneririm.
100 En İyi (Kullanışlı) Açık Kaynak Uygulama
Ubuntu Linux Help sitesinde en iyi (kullanışlı) 100 Açık Kaynak Uygulamanın birer paragrafla tanıtıldığı ve paylaşıldığı bir yazı. Açık kaynak kullanıcıları yararlanabilirler. Yazı İngilizce.
Kara Toprak
Yaşadığımız yüzlerce sene seksten, yemeden, içmeden, onursuzca ve sapıkça yaşamaktan ibaret hale getiriliyor. Rezillikler cinsel özgürlük adı altında hepimize pompalanıyor yavaş yavaş... Herkes herkesle herşeyi yapabiliyor, duygular hisler kenara itiliyor. Seks ayrı bir madde olarak sunuluyor herkese. Erkekler kadınları kadınlar erkekleri bir mal olarak, bir et parçası olarak görüyorlar. Kaslı erkekler, seksi kadınlar bir kabus gibi etrafımızdalar. Dünyanın en güzel kızını "becermek" ya da en yakışıklı "erkek"i ile yatmak ne anlam ifade edebilir? Hangi seks abidesi Aşık Veysel'in şu dizelerini yazabilir ve beni ağlatabilir....
Aklıma Kurtuluş Savaşı'ndaki genç askerler geliyor. Senelerce karısı ve çocuklarını göremeden cephede savaşanlar, hiçbir kızın teninin kokusunu içine çekemeden ölen gencecik askerler... Sevgilisini bekleyen gencecik kızlar... Onların torunları 3G sistemli yüce insanlar olarak seks bağımlısı olduk, "aşk" "sevda" ve "yürek"'i unuttuk. Artık avrupanın amerikanın porno filmlerinde gördüğümüz starlar caddelerimizde dolaşıyor. Hatta herkes porno star olmuş ve kimse Veysel'den haberdar bile değil. Hayatın bize verdiği mutlulukları kenara iterek en büyük mutluluğun cinsel sorunlarımızı çözmek olduğu yalanına inanmışız. En büyük mutluluk hayalini kuramadığımız kişi ile yatıp hava atmak olmuş... Ereksiyon olabilmek, birçok kere orgazm olabilmek olmuş... Ancak bir sel gelip herşeyimiz götürdüğünde, önemli olanın yaşanılan aşk olduğunu anlıyoruz. En güzel yemeğin kanalizasyon sistemine karıştığı gibi en güzel orgazmın da en fazla 10 saniye sürdüğünü çok iyi anlıyoruz.
Herkesle herşeyi yapmanın mübah olduğu bir çağda, inadına onurlu ve alnımız ak bir şekilde, dimdik yaşayabilmemiz lazım. Aşka, sevdaya, yare, cana, Aşık Veysel'e ve bu toprakların türkülerine sadık kalarak, çocukken bizi uyuturlarken söylenen ninnileri unutmadan, en büyük mutluluğun bir şiir dizesinde ya da bir notada saklı olduğunu bilerek, bununla orgazm olarak... Buna ben tabutta orgazm diyorum.
Kara toprağa düştüğüm zaman orgazm olamazsam yazıklar olsun...
Doldurur dereyi düz olur gider Irakipler sıra dağlar arada Korkarım yar benden yoz olur gider Pervane ateşten sakınmaz canı Uğruna koymuşum başı bedeni Doldur tüfeğini hedef et beni Yaram doksandokuz yüz olur gider Veysel der çıkayım bir yüce dağa Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa Zaman olur tenim düşer toprağa Karışır toprağa toz olur gider |
|
Aklıma Kurtuluş Savaşı'ndaki genç askerler geliyor. Senelerce karısı ve çocuklarını göremeden cephede savaşanlar, hiçbir kızın teninin kokusunu içine çekemeden ölen gencecik askerler... Sevgilisini bekleyen gencecik kızlar... Onların torunları 3G sistemli yüce insanlar olarak seks bağımlısı olduk, "aşk" "sevda" ve "yürek"'i unuttuk. Artık avrupanın amerikanın porno filmlerinde gördüğümüz starlar caddelerimizde dolaşıyor. Hatta herkes porno star olmuş ve kimse Veysel'den haberdar bile değil. Hayatın bize verdiği mutlulukları kenara iterek en büyük mutluluğun cinsel sorunlarımızı çözmek olduğu yalanına inanmışız. En büyük mutluluk hayalini kuramadığımız kişi ile yatıp hava atmak olmuş... Ereksiyon olabilmek, birçok kere orgazm olabilmek olmuş... Ancak bir sel gelip herşeyimiz götürdüğünde, önemli olanın yaşanılan aşk olduğunu anlıyoruz. En güzel yemeğin kanalizasyon sistemine karıştığı gibi en güzel orgazmın da en fazla 10 saniye sürdüğünü çok iyi anlıyoruz.
Herkesle herşeyi yapmanın mübah olduğu bir çağda, inadına onurlu ve alnımız ak bir şekilde, dimdik yaşayabilmemiz lazım. Aşka, sevdaya, yare, cana, Aşık Veysel'e ve bu toprakların türkülerine sadık kalarak, çocukken bizi uyuturlarken söylenen ninnileri unutmadan, en büyük mutluluğun bir şiir dizesinde ya da bir notada saklı olduğunu bilerek, bununla orgazm olarak... Buna ben tabutta orgazm diyorum.
Kara toprağa düştüğüm zaman orgazm olamazsam yazıklar olsun...
Oracle da join için bir ipucu
Oracle da birkaç tabloyu join ile birleştirmeniz gerekiyorsa, sorgu sonucunun daha hızlı dönmesi için bu tablolardan daha az kayıt sayısı olanı ilk tablo olarak alın.
Örneğin
Tablo1 kayıt sayısı 100000
Tablo2 kayıt sayısı 20000
Tablo3 kayıt sayısı 4000 ise
select *
from Tablo2 t2
join Tablo1 t1 on t1.id = t2.id
left join Tablo3 t3 on t3.id = t2.id
şeklinde bir sorgu daha verimli çalışacaktır.
Tablo3'e left join ile gittiğimiz için daha az kayıt olmasına rağmen ilk tablo olarak onu alamadık. Left - Right joinlerde bu yöntem kullanılamaz.
Örneğin
Tablo1 kayıt sayısı 100000
Tablo2 kayıt sayısı 20000
Tablo3 kayıt sayısı 4000 ise
select *
from Tablo2 t2
join Tablo1 t1 on t1.id = t2.id
left join Tablo3 t3 on t3.id = t2.id
şeklinde bir sorgu daha verimli çalışacaktır.
Tablo3'e left join ile gittiğimiz için daha az kayıt olmasına rağmen ilk tablo olarak onu alamadık. Left - Right joinlerde bu yöntem kullanılamaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)