Bir olamayız çünkü...

Bu aralar askere uğurlamalar arttı, geceleri korna sesleri ile rahatsız edilme oranımızı da birlikte arttırdı bu durum.

Geçen akşam eve dönerken, mahalle içinde bir şantiye kamyonunun, tahammül sınırlarımızın ötesinde yüksek sesler çıkaran kornasına basa basa mahalle içinde tur attığını gördüm. Kasasında insanlar, önünde arkasında arabalar, hepsi kornalara basıp gecenin on birinde sevinç çığlıkları atıyordu. Herkes duymalıydı, onlardan biri askere, büyük ihtimalle 15 ay sürecek bir vatan hizmetine gidiyordu.

Ne var bunda herkes gidiyor diye düşündüm önce, ne bu yaygara yani, ne gerek var.. Sonra bunu sadece biz böyle düşünüyoruz sanırım diye düşündüm. Bu insanlar için çok önemliydi bu olay, o kadar ki en az 50-60 kişiyi bir araya getirip, mahalleler içinde, caddeler boyunca ve saatlerce çıkarabildikleri en yüksek sesleri çıkarıp, bağırıp, çağırıp kendilerini gösterme gayretinde bulunuyorlardı.

Bağırtıp gezdirmeyi geçtim, aranızdan kim toplayabilir 50-60 kişiyi bir gecede. Kaçımızın etrafında bu kadar güçlü sorgusuz sualsiz bağlı insanlar var? Biz bu tür bir olay için ancak en yakın tanıdıklarımızı toplayabiliriz, onlar da sessiz sedasız uğurlarlar bizi, olması gerektiği gibi.. Diğer yandan bu törenin, ritüellerin anlamsız(!) kısmını yaptırabileceğimiz insanlar yoktur etrafta; neden, çünkü herkes herşeyi sorgular bizim etrafımızda, ve anlamsız ise, gereksiz ise yapılmaz o şey.

İyi gibi görünen bu davranış biçimi neye sebep olur peki? Hiç bir zaman onlar gibi, inanmış olarak, sorgusuz, sualsiz bir araya gelemeyiz...

3 yorum:

T. E. Kalaycı dedi ki...

Sorgusuz sualsiz inanmak sorgulayanlar açısından zordur. Doğrudur bu belki de bizi bir araya "sorgulamadan" getirmez. Ama bu sorguladığımız için başka "kötü" şeylerden de korur. Rahat bir şekilde manipüle edilemeyiz, koyun gibi güdülemeyiz. Bunları elbette çok üstün, farklı olduğumuz için yazmıyorum, belki de pek bir farkımız yoktur kendimizi farklı sanıyoruzdur sadece. Konuya dönersem (:)) bütün insanların sorgulayan, araştıran bir şekilde inanması, eyleme geçmesi en güzelidir. Uzun uzun yazmak lazım ama meramımı anlatabilmişimdir umarım :)

Askerlik ile ilgili olarak da henüz yapmamış biri olarak anlamakta zorlandığım bir kavramdır. Arada http://www.ntvmsnbc.com/id/24993803/ şeklinde haberler görünce, askere gidip gelenlerle konuşunca aklımda bir şeyler oluşuyor. Bakalım ben nasıl yapacağım diye düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

Bence burada, öncelikle konusmamız gereken, 'anlamsız' olarak nitelendirilen ritüellerin kimin için anlamsız olduğu. Bunu yapan insanlar için bu çok normal ve yapılması tabi ki! gerekli olan ve tabi ki! herkesin duyması gereken bir tören, o yuzden soru sormaya gerek duymayabilirler..
Sorgusuz sualsiz inanmanın iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum, iyi ki sorguluyoruz ki sadece inandığımız şeyleri savunuyoruz ve körü körüne inanmıyoruz her seye.. Ama kesinlikle hak verdiğim nokta, neden bir olup bir şeyler yapamıyoruz? Nedenlerine ve ne yapmalıyızı sorgulayıp, hakerekete geçmeliyiz!

ozancok dedi ki...

Buradaki ana düşünce yukarıdaki arkadaşın da vurguladığı gibi sorgulayan insanların neden biraraya gelmede güçlük çektikleri? Sözde sorgulamayan (takiye yapan) insanlar daha çabuk bir araya geliyorlarsa ve karşısında sorgulayan ama bölük pörçük gruplar varsa; sözde sorgulamayanlar için uygun ortam sağlanmış olmaz mı?
Özetle bence ülkede 4 tip insan var; sadece sorgulayanlar, sorgulayıp harekete geçenler(başarılı olurlar veya olmazlar), sözde sorgulamayanlar, gerçekten sorgulamayanlar (sözde sorgulamayanların emir erleri). Sözde sorgulamayanlar kutsal ittifak yaparak bir bütün şeklinde biraraya hızlı gelir ve sorgulamayanları arkasına alarak sorgulayan ama bir bütün olamayanları sindirirler.