Ölüm Günü


Daha önce Fazıl Hüsnü Dağlarca üzerine birşeyler yazmıştım ve şairin Kadıköy'de yanlızlığa terkedildiğini ve onu ancak ölüm gününde hatırlayacağımızı söylemiştim. Maç tahminlerim tutmuyor ancak böyle şeylerdeki öngörülerim beni hiç yanıltmadı. Öyle şairlerimiz varki, bizi derinden tanımış, bizi ifade etmiş, insanın beyni dönüyor onları okurken. Bu insanlar o kadar pisliğin arasından o temiz kelimeleri nasıl buluyorlar; ve bizler, bu toprakların çocukları sizi nasıl oluyorda tanımıyoruz?

Türk Dil Kurumu'nun töreninde Farık Nafiz Çamlıbel'in şiiri, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şiiri diye okunmuş, Dağlarca başka bir şairin şiiri ile uğurlanmış. Bu gafa gülelim mi, ağlayalım mı bilmiyorum. Ama biz Dağlarca'yı kendi dörtlükleri ile uğurlayalım.

Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?

İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
Ayrı maviliklerden geçmiştir
İnsan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?

Bir başka ölüm gününde buluşmak üzere!

Hiç yorum yok: